elifbe



karmakarışık noktalandı hayatım, oysa
sonuna gelmiştim geceyle birleşim uğraşımın
yine bir geceyarısı, kıyaslar, konuklar…

gökte kurum ve yeniden kuruluş
geride babayiğit bir çift göz
dışarda bize yabancı dağınık bir arya,
gizli dinlenen

vesikalı sabaha geçip gitti
eski ağız bir keder payı, silbilgisi
önceliği kalemucu
yaşamdan beklentisi değişim sancısı
ben ölümün tek seçeneği
ayırt edici bir kahverengi, ıslak

girdaplarda döne döne günübirlik
amatör homurdanarak
ince bir hüzne duraklarım
cüsseli gece abanır üstüme

beni sıyırdım kendimden
gecenin girdisi çıktısı binlerde yıldız
tek çiçek sürgün düşler serüveninden
evrenim, bodrum katında aşkın öteki yüzü
sancağım kan 


- Kaan İnce

Sergüzeşt



uçarı bir gece
ay ışığının ıslattığı
berraklaşarak akan suyun orta yerinde
sevdalar yeşerip kokarken orkideler
ekmek gibi sessizce bölünür ikiye

ve serenlerde serenadı bahriyelerin
dalgaların şıpırtısına karşı
duyulur serin sularda
karaya vurur pırıl pırıl

geceye önlük giydiren eller
naftalin kokar
öldürür önce beni
sonra doğurmak için yerinden
öldürenin öncelemelerinde
yüreğim kanatılırken
karanlık kırmızılaşır
gecenin ikide biriyle
uyursun öbür yarısında sen


- Kaan İnce

Denizimin Kumral Kıyısı



kendini
geceye kestiren
bedenler
boşluk serisi

gri kentin
son eğiminde
kuğu gölü
ve
denizlerin kumral kıyısı

ben

umut açtım rengine seherin
yaslanıp uyudum güneşin benzine
dem çekip ser verdim
ben ve yaşam üzre

son kez 

ve buz tutmuş görüntüler
salkımlar halinde girer yüreğime
iki elim kan çukuru

epeyce soğuktu kuşatma zamanı
dört yanı sarılan gece
kocaman bir ağacın gövdesinden
kusuverdim sancımı
hıncımı biriktirerek içimde
sar beni ufkunda son kez
dişiliğinin duraksız yüklemiyle
sar sendelemek koyar bana çünkü

sendeler ışığın

çek kürekleri tayfa götür bu limandan denizi
küstüm çocuk gibi çünkü zamana
gagasından gözyaşını çam kuşunun
elinin tersiyle iten rüzgâra

sendelerse ışığı ayrı ölürüm
sen yanımda yoksan
gözlerine açamayacaksa düş birliğinde
kaptı kaçtı bir aşka karşı

sesler… geceler… ölmemeler…
kararır kentin lacivert sokağı ve evler



- Kaan İnce

Senin varlığına dair birkaç söz



beni yüreğiyle emziren annem’e
acı çekirdeğini attıktı yaşamın
göğün eridiği zamanı öğrendikti ve susmayı
hüzün diye çizdiğimiz yüzümüze masmavi yorgunluktu

güldüm işte, toz duman kapladı her yanı
ve tatlı menevişleri
ışık cümbüşüydü sisler içinde çocukların gülüşü
gittiler işte

sıcaklığın serpili hâlâ geceye
ama sızılar duyulur kalbimde, imansız
ne zaman yaslanırım kimbilir
dertsiz ve kasvetsiz
suyun içtiğim yatağına karlı dere
güldüm işte, kırgın ve haylaz gözlerinde
akşamın çiy serpintisi
çoğalırdı aşkın rengi
göğe dağılan düşlerinle
gittin işte


- Kaan İnce

Sesleniş



dostun ölümü nasıl dağlarsa yüreğimi
öylesine dağlandı içim
yürüyorum bir başından diğer başına sevginin
bir deli hızla geceyi bölmek için

biri yaşam biri ben

yalnızlık düştü buna düşe düşe
ay hüzünlüydü vurdu şavkı yüzüme
yarısı ıslak yarısı çocuk

barışıktır hâlâ gözlerimle
bu tan ağışlı günün sabahı
yıldızların denize aktığı yerdesin

bir balıkçı bir denizkızı


- Kaan İnce

Şiir



imgelerde
derinlik bulmaya inatçı
gel-git
ay gezileri
güneşe örs
buluta üzengi
yağmura çekiç
iç cebimde yanmış kibrit
kalbime isi düşen
toprak zencefil
ve
ışıma
tren kokusu
men/dil
ağlama rüyası
umut
ölümle
soluğumda çarpışan gece


- Kaan İnce

Tını




sevdim ve gittim
boşluğun aktığı yöne
boğazımda bir lokma dirençle
deniz adamları sızarken içeri
günaçımı pencerelerden

avuçlarımdan sıyrıldı kanperçemleri
küçücük fenerlerine sesimin eridi gecenin tınısı
gözlerim salgın birer uçurum

sevdim ve gittim
yolum aydınlık olsundu
tırnaklarımdan doğan
akrebin oniki boğumu
umuduma ölüm sundu

gitmek sevmek kadar yiğitlik değil
kırmızının kırıldığı yerde gül biterken
gecenin bittiği kente dönerim, senden de


- Kaan İnce

Umut



değişik görüntülerle bütünleniyor insanlar / hem
yağmurda titreşen renkler çiçeklere dönüşürken / hem de
acılı akşamlar yaşadıkça tortulaşarak içimde

soluk bir bahardan yankıyan gece
bazen soluğumu yontan sestir
bazen de sızılı göğümü yıldızlayan umudun


- Kaan İnce

Suretim



sepetlenir geceden suretim
kopan sızımdır yaramdan acıyla
ama ferahlar içim
kuşlar suça teşvik eder beni
yüreğim ağrır taşar bedenim sulardan
gözlerim hiç doğmamış ölümlere bulanır
bulanık görüntüler bozulur iyice
paslı uygarlıklara
taş devrinden kalma
bir çift balyoz iner
tanrı olur, sayrı olur, kandı olur
pardon der
karton koyarak yüzüne
katton giyen biri
sepetlenir geceden suretim


- Kaan İnce