Simya



yaş fışkıran camda çözülür saçların örgüsü, 
geceyi bekler tek kişilik pastel gölge, 
yüzünde kırışık kağıt parçaları, barut kokusu.
bacalar: çatılarda faltaşı gözler. 
işte silkiniyor kaçamak bakışlarda ölüm, 
sabah sisinde kömür cesetleri. 
düş çiğniyor kalem ısıran çocuk, 
eriyor metal heykeller. 
güz tınısı: yılların duruşunu alın çizgilerinde saklayan sevincin yankısız çığlığı. 
dönence açısıyla kırılır yüzün saatlere vurur. 
unut duyduğun sessizliğin kumanyası terk edişleri. 
kir tutar zamanın çark dişlisi. 
hız tarihte seker, yara kalır öpücükler dudak kenarlarına. 
yalnızlık: düş orucu.
uçurum suyunu içer mi gece? 
simya… 
uygunadım dalgalar…
sehere…



- Kaan İnce